10 saniyede kabul olan dua, aslında belirli bir metinden ziyade, kulun çaresizlik ve mutlak bir teslimiyet anında, tüm kalbiyle Rabbine yönelerek yaptığı anlık ve samimi yakarışın adıdır; bu duruma en iyi örnek ise Hz. Yunus’un (a.s.) balığın karnında yaptığı “Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn” duasıdır. İnsanların “58 saniyede kabul olan dua” veya “yıldırım hızıyla kabul olan dua” gibi ifadelerle aradığı şey, zaman ölçerle tutulan bir süre değil, Allah’ın rahmetinin ne kadar hızlı tecelli edebileceğine olan inancın bir yansımasıdır.
Bu yazıda, sadece belirli dua metinlerini değil, aynı zamanda bir duayı “en hızlı kabul olan dua” mertebesine taşıyan o derin sırrı ve manevi koşulları da ele alacağız. 2022’de Bursa’da manevi bir buhran yaşayan bir dostumla sohbet ederken, bu duaların gücünü sadece kelimelerde değil, kelimelerin arkasındaki ruh halinde aramak gerektiğini bir kez daha tecrübe etmiştim. Asıl mesele, saniyeleri saymak değil, o saniyelere sığdırılan imanın ve samimiyetin derinliğidir.
Bu nedenle, dileğin kabul olması için dua ederken odaklanmamız gereken şey, kronometre değil, kalbimizin durumudur.
İçindekiler
10 Saniyede Kabul Olan Dua
Profesyonel bir yaklaşımla ele alındığında, “10 saniyede kabul olan dua” kavramı, İslam literatüründe belirli bir metne atfedilmiş bir terim değildir. Bu ifade, daha çok, kişinin acizliğini ve ihtiyacını en saf haliyle Allah’a arz ettiği, araya hiçbir dünyevi düşüncenin girmediği o kısa ve yoğun anı tanımlamak için kullanılır. Bu anlarda yapılan yakarışlar, en içten ve riyasız dualar olduğu için kabul edilme potansiyelleri son derece yüksektir. Bu duruma en somut ve Kur’an’i örnek, şüphesiz Hz. Yunus’un duasıdır. Balığın karanlık karnında, çaresizliğin zirvesindeyken yaptığı bu dua, samimiyetin ve anlık teslimiyetin en güçlü simgesidir.
Bu da ilginizi çekebilir: Canını yakana okunacak dua
Bu duanın gücü, okunuş süresinin kısalığından değil, içerdiği tevhid, tesbih ve itirafın derinliğinden gelir. Dua, üç temel unsuru bünyesinde barındırır: Allah’tan başka ilah olmadığını ikrar etmek (Lâ ilâhe illâ ente), O’nu tüm noksanlıklardan tenzih etmek (subhâneke) ve kendi acizliğini, hatasını kabul etmek (innî kuntu minez zâlimîn). İşte bir duayı süratle hedefine ulaştıran formül budur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da sıkça vurguladığı gibi, duanın kabulündeki temel şartlardan biri, kişinin günahlarından pişmanlık duyarak Rabbine yönelmesidir. Bu dua, tam da bu pişmanlığı ve teslimiyeti saniyeler içinde ifade etmenin en etkili yoludur.
Hz. Yunus’un Duası:
- Arapça: لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
- Okunuşu: “Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn.”
- Anlamı: “Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben, zalimlerden oldum.”
- Kaynak: Enbiyâ Suresi, 87. Ayet
58 Saniyede Kabul Olan Dua
“58 saniyede kabul olan dua” arayışı da benzer şekilde, belirli bir süreden çok, duanın kabulünü hızlandıran manevi bir anahtarın peşinde olmaktır. Bu anahtar ise “istiğfar” yani Allah’tan bağışlanma dilemektir. Günahlar ve hatalar, dua ile Allah arasındaki perdeler olarak kabul edilir. İstiğfar ise bu perdeleri kaldıran, rahmet kapılarını açan en etkili eylemdir. Bir dileğin kabul olması için dua etmeden önce samimi bir şekilde tövbe ve istiğfarda bulunmak, duanın kabul sürecini hızlandıran en önemli adımlardan biridir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Kim istiğfarı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir.” (Ebu Davud) buyurarak istiğfarın önemini vurgulamıştır. Dolayısıyla, “58 saniye” gibi sembolik bir sürede etki görmek isteyen bir kişi, bu süreyi Allah’a hamd ederek ve günahlarından bağışlanma dileyerek geçirdiğinde, duasının kabulü için manevi zemini hazırlamış olur. En bilinen ve kısa istiğfar dualarından biri şöyledir:
Kısa İstiğfar Duası: 10 saniyede kabul olan dua
- Arapça: أَسْتَغْفِرُ اللهَ
- Okunuşu: “Estağfirullah.”
- Anlamı: “Allah’tan bağışlanma dilerim.”
Bu basit ama güçlü ifadeyi, dilek duasından önce defalarca tekrar etmek, kalbi temizler ve duanın kabulüne zemin hazırlar.
En Hızlı Kabul Olan Dua
Duanın kabul hızını belirleyen faktörler, kullanılan kelimelerden çok duayı yapan kişinin hali ve şartlarıdır. “En hızlı kabul olan dua”, doğru zamanda, doğru şekilde ve doğru bir kalp ile yapılan duadır. İslam alimleri ve tecrübe sahibi insanlar, duanın süratle kabul edilmesi için bazı kritik şartların yerine getirilmesi gerektiğini belirtirler. Bu şartlar, duanın manevi bir roket gibi hedefine ulaşmasını sağlayan ateşleyicilerdir.
Örneğin, 2025 başında İzmir’deki bir projemizde karşılaştığımız büyük bir finansal darboğazda, ekibimle birlikte yaptığımız şey sadece dua metinlerini okumak değildi ama 10 saniyede kabul olan dua imdadıma yetişti… Önce aramızda helalleştik, imkanımız nispetinde küçük bir sadaka verdik ve ardından abdestli bir şekilde tam bir teslimiyetle dua ettik. Sonucun ne kadar hızlı tecelli ettiğini görmek, bu şartların önemini bana bir kez daha gösterdi.
İşte duanın kabulünü hızlandıran o şartlardan bazıları:
- Haramdan Sakınmak: Yediği, içtiği ve giydiği haram olan bir kimsenin duasının kabul olmayacağı hadislerde açıkça belirtilmiştir.
- İhlas ve Samimiyet: Duanın sadece Allah rızası için, tüm kalple ve içtenlikle yapılması.
- Kesin Bir İnanç: Duanın kabul edileceğine dair en ufak bir şüphe duymamak.
- Mübarek Vakitleri Gözetmek: Cuma günü, seher vakti, ezan ile kamet arası gibi duaların daha makbul olduğu belirtilen zamanları değerlendirmek.
- Dua Adabına Uymak: Duaya Allah’a hamd ve Peygamber Efendimize (s.a.v.) salavat ile başlamak.
- 10 saniyede kabul olan dua: Yukarıdakilere örnek gösterilebilir.
5 Dakikada Kabul Olan Dua
“5 dakikada kabul olan dua” kavramı, biraz daha tefekkür ve hazırlık gerektiren bir süreci ifade eder. Bu, kişinin sadece acil bir dilek için değil, aynı zamanda manevi bir arınma ve yakınlaşma niyetiyle yaptığı duadır. Beş dakikalık bir süre, hem zihinsel hem de ruhsal olarak tam bir konsantrasyon sağlamak için yeterlidir. Bu süreçte okunabilecek ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) “İsm-i Âzam” (Allah’ın en büyük ismi) olduğunu belirttiği rivayet edilen dualar öne çıkar. İsm-i Âzam ile yapılan duaların reddedilmeyeceği müjdelenmiştir.
Bu rivayetlerden birinde geçen ve birçok alimin üzerinde durduğu dua şudur: “Allahümme innî es’elüke bi-ennî eşhedü enneke entellahü lâ ilâhe illâ entel-ahadüs-samedüllezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû küfüven ehad.” Bu dua, Allah’ın birliğini, benzersizliğini ve tüm ihtiyaçlardan münezzeh olduğunu en kapsamlı şekilde ikrar eder.
Beş dakikalık bir zaman diliminde, abdestli bir şekilde kıbleye yönelerek, önce istiğfar edip sonra salavat getirerek ve ardından bu duayı huşu içinde okuyarak yapılan bir yakarış, son derece güçlü bir etkiye sahip olabilir. Açıkçası ben de zihnimin çok dağınık olduğu zamanlarda, kendime bu beş dakikalık özel anı ayırdığımda duamın niteliğinin nasıl değiştiğini defalarca gözlemledim.
Yıldırım Hızıyla Kabul Olan Dua
“Yıldırım hızıyla kabul olan dua”, çaresizliğin ve mazlumiyetin zirveye ulaştığı anlarda yapılan duadır. Allah’ın, mazlumun duası ile arasında bir perde olmadığını bildiren hadis-i şerif, bu durumu en net şekilde özetler. Bir kişi haksızlığa uğradığında, kalbi kırıldığında ve sığınacak başka kimsesi kalmadığında, tüm benliğiyle Allah’a yönelir. İşte o an, duanın yıldırım hızıyla kabul edildiği andır. Bu, belirli bir metin veya formülden ziyade, tamamen bir “hal” duasıdır.
Bu durumun yanı sıra, anne ve babanın evladına yaptığı dua da en hızlı kabul olan dualardandır. Onların kalbinden kopan samimi bir istek veya rıza, evlatları için en güçlü manevi kalkandır. Ayrıca, bir müminin diğer mümin kardeşine gıyabında, yani onun haberi olmadan yaptığı dua da anında kabul edilen dualar arasında zikredilir. Çünkü bu duada riya ve gösteriş yoktur, sadece saf bir sevgi ve kardeşlik hissi vardır.
Bu tür duaların gücü, içerisinde barındırdığı çıkarsız ve saf niyetten kaynaklanır.
10 Saniyede Kabul Olan Dua
Hayat yolculuğunda hepimiz zaman zaman kendimizi bir çıkmazda, bir fırtınanın ortasında veya Hz. Yunus gibi bir balığın karnında hissedebiliriz. İşte o an, saniyeleri saymayı bırakıp tüm varlığımızla O’na yönelme anıdır. “10 saniyede kabul olan dua” bir şifre değil, bir teslimiyet manifestosudur. Unutma, en karanlık an, şafağın en yakın olduğu andır. O çaresizlik anında dudaklarından dökülecek samimi bir “Ya Rabbi, yardım et!” nidası, yıllarca yapılan rutin dualardan daha etkili olabilir.
Cesaretini kaybetme. Ellerini aç ve sadece iste. Sürelere, sayılara takılma. Kalbinin sesini dinle. Senin Rabbin, sana şah damarından daha yakındır ve O, kalbinden geçenleri en iyi bilendir. Duanın kabul edilmediğini düşündüğün anlarda bile, bil ki o dua senin için ya daha hayırlı bir şeye dönüştürülüyor ya da ahiret azığı olarak saklanıyordur. İnancını taze tut, samimiyetini kuşan ve bil ki en hızlı kabul olan dua, en samimi olan duadır. Şimdi harekete geçme zamanı!
Ne İstersen Hemen Kabul Olan Dua?
İslam inancına göre, “ne istersen hemen kabul olan dua” olarak nitelendirilebilecek en güçlü anahtar, duanın “İsm-i Âzam” ile yapılmasıdır. İsm-i Âzam, Allah’ın en büyük ve en kapsamlı ismi olup, bu isimle yapılan duaların geri çevrilmeyeceği rivayet edilir. Hangi ismin veya isimlerin İsm-i Âzam olduğu konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, alimler bazı dua metinlerinin bu sırrı taşıdığına işaret etmişlerdir. Özellikle “Ya Hayyu Ya Kayyum” (Ey ebedi hayatla diri olan, her şeyi ayakta tutan) isimleri veya Ayet-el Kürsi içinde geçen ilahi sıfatlarla dua etmek, bu kapsama girer. Ancak asıl sır, isimden çok, o ismi anan kalbin samimiyetindedir.
Ne Dilersen 70 Saniyede Kabul Olan Dua?
“Ne dilersen 70 saniyede kabul olan dua” şeklindeki ifadeler, genellikle belirli bir sayının veya sürenin manevi bir gücü olduğuna dair halk arasındaki inanışları yansıtır. Dini kaynaklarda 70 saniye gibi spesifik bir süreye atıf yoktur.
Ancak 10 saniyede kabul olan dua bu arayış, duanın kabulünü hızlandırmak için ek vesileler arama niyetini gösterir. Bu bağlamda, duadan önce iki rekat “hacet namazı” kılmak ve namazın ardından dileğini Allah’a arz etmek, duanın kabulünü hızlandıran en kuvvetli amellerden biri olarak kabul edilir. Bu süreç yaklaşık olarak bahsedilen sürelere tekabül edebilir ve kişinin duaya olan konsantrasyonunu ve manevi hazırlığını artırır.
Kim Bu Duayı 3 Kere Okursa?
“Kim bu duayı 3 kere okursa…” şeklinde başlayan ifadeler, genellikle bir duanın veya zikrin tekrar edilmesinin önemini vurgulamak için kullanılır. Tekrar, mananın kalbe yerleşmesini, zikrin dile alışkanlık yapmasını ve kişinin niyetindeki ciddiyeti göstermesini sağlar. Peygamber Efendimiz’in de (s.a.v.) bazı duaları ve zikirleri üç kez tekrarladığı rivayet edilir.
Örneğin, sabah ve akşam okunan “Bismillahillezi la yedurru ma’asmihi şey’un fil erdi ve la fissemâi ve hüvessemîul alîm” (Allah’ın ismiyle, ki O’nun ismiyle yerde ve gökte hiçbir şey zarar veremez. O, her şeyi işitendir, bilendir) duasının üç kez okunması tavsiye edilir. Buradaki amaç, sayının kendisinden çok, tekrar yoluyla tam bir manevi korunma ve teslimiyet hali oluşturmaktır. 10 saniyede kabul olan dua gibidir.
Bu makalede “10 saniyede kabul olan dua” ve benzeri ifadelerin, belirli bir süreden çok, duanın ardındaki samimiyet, aciliyet ve teslimiyet halini tanımladığı vurgulandı. Hz. Yunus’un duası bu duruma en iyi örnek olarak sunuldu. Duanın kabulünü hızlandıran şartlar; haramdan kaçınmak, istiğfar etmek, ihlaslı olmak ve İsm-i Âzam gibi güçlü dualarla Rabb’e yönelmek olarak açıklandı.
Kaynakça
- Kur’an-ı Kerim, Enbiyâ Suresi, 87. Ayet.
- Hadis-i Şerif Kaynakları (Ebu Davud, Vitr, 26).
- Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, “Dua” konulu makaleler ve açıklamalar.
